KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (1) PDF 
Pazartesi, 18 Mart 2024 00:00

KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (1)

 

A) Târîhî Perspektif İçinde İslâh:

1– İslâm kültüründe yaygın bir terim olan İslâh kelimesi, Sulh kökünden türetilmiştir. İslâhın fail ismi muslih, bunun çoğulu muslihûn (muslihîn), düzeltenler, güzel iş, barış yapanlar, komşularıyla iyi geçinenler, insanları düzeltmeğe çalışanlar anlamına gelir. İşte yenilikçiler dini katmalardan ayıklayarak, sâf, öz haline getirmeğe, bozuk düzen giden toplumun halini düzeltmeğe çalışanlardır.

Yenilikçiler, kendilerini, Kur’ân’da insanlığa örnek olarak gösterilen yenilikçi peygamberlerin izleyicileri (özellikle bkz. 39 (7), 51 (10), 52 (11) ve 45 (20)’nci sûreler), özellikle de Hz. Muhammed’in misyonunu devam ettirenler olarak görürler (bkz. eş-Şihâb: Mayıs, 1939, s. 183. Muhammed el-Muslihu’l-A‘zam). Böylece İslâm temeline bağlanmış olan islâh, sadece 20’nci yüzyılın başında, İslâm dünyasında ortaya çıkan entellektüel eğilimlerin bir tezahürü olmaktan çok daha derinlere uzanmaktadır.

2– Târîhî kökü: Yenilikçi akım, İslâm tarihinin dinî ve kültürel bir yönünü (dilimini) oluşturur. Karakter itibariyle islâh, Kur’ân’ın ifadesine uygundur. Zîrâ: a) İslâh, sadece Vahiyden ve vahyin Peygamber tarafından uygulanıp açıklanmasından (Sünnetten) ibâret olan İslâm’ı, aslî sadeliğine kavuşturmak ve b) İslâmî değerleri günümüzde anlaşılır ve uygulanır biçimde açıklamaktır. Bu bakımdan islâh, “Emr-i bi’l-ma‘rûf nehy-i ani’l-munker: İyiliği emretme, kötülükten kaçındırma” prensibinin entellektüel bir uygulamasından ibarettir.

Çağlar içinde ortaya çıkmış olan hatâlardan, bid‘atlerden kaçınmak, Peygamber’in açıkladığı İslâm’a dönmek, İslâhât akımının temel düşüncesidir ki bu düşünce, Sünnîliğin başlangıcından beri vardır. Muhammed Reşîd Rızâ’ya göre her kuşakta sünneti savunan, bid‘atlere karşı duran insanlar çıkmıştır (Bkz. Tefsîr: 7/143) Her çağda inancı tazeleyen ve Sünnet yoluna canlılık kazandıran bir müceddid (veya müceddidler) yetişmiştir. Meselâ Beşinci Hicrî asrın müceddidi İbn Hazm, Yedinci Hicrî asrın müceddidi Şeyhu’l-İslâm İbn Teymiyye; Dokuzuncu Hicrî asrın müceddidi İbn Hacer el-Askalânî ve onikinci Hicrî asrın müceddidi ünlü İmam Muhammed ibn Alî eş-Şevkânî(1173­1260/1760-1843)dir (Bkz. Tefsîr: 8/144-145)dir.

Bunlar ve bunların izinde gidenler, İslâh Akımının mimarlarıdır. İmâm-ı Gazalî de bu şerefi taşıyanlardan biridir. Bununla beraber Muhammed Reşîd Rızâ, bu müstesnâ insanları, İslâm’ın kendisi gibi halk arasında garîb kalmışlar (gurebâ) saymaktadır. Nitekim Hadîste de: “Dîn garîb olarak başladı ve garîb olarak avdet edecektir. Garîblere ne mutlu!” (Müslim, İmân: 232, Tirmizî, İmân: 13, İbn Mâce, Fiten: 15, Dârimî, Rikak: 42, İbn Hanbel, Müsned: 1/184, 398, 2/177, 222, 389, 4/73) buyurul­muştur.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş